9 Mart 2025 Pazar

12.sınıf sınav hazırlık soruları


pdf dosya için tıklayın
https://drive.google.com/file/d/1QEO5iCRnjVd64MWGl6ufpCIJtbxhHDSg/view?usp=sharing

10.sınıf sınav konuları


10.sınıf sınav notları

sınavda özellikle yer belirten edatlara-devoir-pouvoir-vouloir fiilinin çekimine ve kullanımına,fransıca renklere, iki ve üç haneli sayılara-otel bilgi fişine iyi bakın.


Meslekler


Français

Turc

Médecin

Doktor

Infirmière

Hemşire

Enseignant

Öğretmen

Ingénieur

Mühendis

Architecte

Mimar

Serveur

Garson

Cuisinier

Aşçı

Avocat

Avukat

Journaliste

Gazeteci

Informaticien

Bilgisayar Uzmanı



Özellikle fransızca sayılar-meslekler-hava durumları

Futur proche-saatler- ve ders kitabındaki son konudaki dialoglara iyi bakın

Elbette, Fransızca "futur proche" (yakın gelecek zaman) yapısını Türkçe olarak açıklayayım:

Futur Proche Nedir?

"Futur proche", Fransızcada yakın gelecekte gerçekleşecek eylemleri ifade etmek için kullanılan bir zaman yapısıdır. Türkçedeki "geleceğim", "yapacağım" gibi ifadelerin karşılığıdır, ancak daha çok yakın bir geleceği belirtir.

Nasıl Oluşturulur?

"Futur proche" oluşturmak oldukça basittir:

  1. "Aller" (gitmek) fiilinin şimdiki zaman çekimi:

    • Je vais (gidiyorum)

    • Tu vas (gidiyorsun)

    • Il/elle/on va (gidiyor)

    • Nous allons (gidiyoruz)

    • Vous allez (gidiyorsunuz)

    • Ils/elles vont (gidiyorlar)

  2. Eylemin mastar hali (infinitive):

    • Örneğin, "manger" (yemek) fiilini ele alalım.

Örnekler:

  • Je vais manger (yemek yiyeceğim)

  • Tu vas partir (ayrılacaksın)

  • Il va pleuvoir (yağmur yağacak)

  • Nous allons étudier (ders çalışacağız)

Kullanım Alanları:

  • Yakın gelecekteki planlar: "Ce soir, je vais regarder un film." (Bu akşam film izleyeceğim.)

  • Yakın gelecekteki niyetler: "Je vais t'aider." (Sana yardım edeceğim.)

  • Yakın gelecekte gerçekleşmesi beklenen olaylar: "Regarde ces nuages, il va pleuvoir." (Şu bulutlara bak, yağmur yağacak.)

Önemli Noktalar:

  • "Futur proche", konuşma dilinde sıkça kullanılır.

  • Yakın geleceği ifade ettiği için, genellikle "demain" (yarın), "ce soir" (bu akşam), "bientôt" (yakında) gibi zaman zarflarıyla kullanılır.

  • İngilizcedeki "going to" yapısına benzer.

Umarım bu açıklama "futur proche" yapısını anlamanıza yardımcı olur.


Günlük Yaşamdan Örnekler:

    • "Je vais faire les courses ce soir." (Bu akşam alışveriş yapacağım.)

    • "Tu vas regarder la télé après le dîner?" (Akşam yemeğinden sonra televizyon izleyecek misin?)

    • "Il va prendre le train demain matin." (Yarın sabah trene binecek.)

    • "Nous allons visiter le musée ce week-end." (Bu hafta sonu müzeyi ziyaret edeceğiz.)

    • "Vous allez sortir avec vos amis?" (Arkadaşlarınızla dışarı çıkacak mısınız?)

    • "Ils vont jouer au football dans le parc." (Parkta futbol oynayacaklar.)

  • Daha Karmaşık Örnekler:

    • "Je vais apprendre le français l'année prochaine." (Gelecek yıl Fransızca öğreneceğim.)

    • "Elle va déménager dans une nouvelle maison." (Yeni bir eve taşınacak.)

    • "Nous allons organiser une fête pour son anniversaire." (Doğum günü için bir parti düzenleyeceğiz.)

    • "Ils vont voyager en Italie pendant les vacances." (Tatil boyunca İtalya'ya seyahat edecekler.)

Alıştırmalar:

  1. Cümleleri "Futur Proche"a Çevirin:

    • "Je mange une pomme." (Elma yiyorum.) -> "Je vais manger une pomme." (Elma yiyeceğim.)

    • "Tu lis un livre." (Kitap okuyorsun.) -> "Tu vas lire un livre." (Kitap okuyacaksın.)

    • "Nous partons en vacances." (Tatile gidiyoruz.) -> "Nous allons partir en vacances." (Tatile gideceğiz.)

  2. Boşlukları Doldurun:

    • "Ce soir, je ______ (regarder) un film." (Bu akşam film izleyeceğim.)

    • "Demain, tu ______ (visiter) tes grands-parents." (Yarın büyük anneni ve büyük babanı ziyaret edeceksin.)

    • "Ils ______ (jouer) au tennis après l'école." (Okuldan sonra tenis oynayacaklar.)

  3. Soruları "Futur Proche" ile Cevaplayın:

    • "Qu'est-ce que tu vas faire ce week-end?" (Bu hafta sonu ne yapacaksın?)

    • "Où est-ce que vous allez voyager?" (Nereye seyahat edeceksiniz?)

    • "Quand est-ce qu'il va arriver?" (Ne zaman varacak?)

  4. Türkçe Cümleleri Fransızcaya Çevirin:

    • "Yarın arkadaşlarımla buluşacağım."

    • "Önümüzdeki hafta sonu sinemaya gideceğiz."

    • "O, yeni bir araba alacak."


Günler

  • Pazartesi: lundi

  • Salı: mardi

  • Çarşamba: mercredi

  • Perşembe: jeudi

  • Cuma: vendredi

  • Cumartesi: samedi

  • Pazar: dimanche

Aylar

  • Ocak: janvier

  • Şubat: février

  • Mart: mars

  • Nisan: avril

  • Mayıs: mai

  • Haziran: juin

  • Temmuz: juillet

  • Ağustos: août

  • Eylül: septembre

  • Ekim: octobre

  • Kasım: novembre

  • Aralık: décembre

Mevsimler

  • İlkbahar: le printemps

  • Yaz: l’été

  • Sonbahar: l’automne

  • Kış: l’hiver

Vouloir (to want):

Temel Aile Üyeleri

  • Anne: la mère

  • Baba: le père

  • Kız kardeş: la sœur

  • Erkek kardeş: le frère

  • Kız evlat: la fille

  • Erkek evlat: le fils

Geniş Aile Üyeleri

  • Büyükanne: la grand-mère

  • Büyükbaba: le grand-père

  • Teyze/Hala: la tante

  • Amca/Dayı: l’oncle

  • Kuzen (erkek): le cousin

  • Kuzen (kız): la cousine

Diğer Aile Üyeleri

  • Eş (karı): l’épouse

  • Eş (koca): le mari







1-20

  1. un

  2. deux

  3. trois

  4. quatre

  5. cinq

  6. six

  7. sept

  8. huit

  9. neuf

  10. dix

  11. onze

  12. douze

  13. treize

  14. quatorze

  15. quinze

  16. seize

  17. dix-sept

  18. dix-huit

  19. dix-neuf

  20. vingt

21-40

  1. vingt et un

  2. vingt-deux

  3. vingt-trois

  4. vingt-quatre

  5. vingt-cinq

  6. vingt-six

  7. vingt-sept

  8. vingt-huit

  9. vingt-neuf

  10. trente

  11. trente et un

  12. trente-deux

  13. trente-trois

  14. trente-quatre

  15. trente-cinq

  16. trente-six

  17. trente-sept

  18. trente-huit

  19. trente-neuf

  20. quarante

41-60

  1. quarante et un

  2. quarante-deux

  3. quarante-trois

  4. quarante-quatre

  5. quarante-cinq

  6. quarante-six

  7. quarante-sept

  8. quarante-huit

  9. quarante-neuf

  10. cinquante

  11. cinquante et un

  12. cinquante-deux

  13. cinquante-trois

  14. cinquante-quatre

  15. cinquante-cinq

  16. cinquante-six

  17. cinquante-sept

  18. cinquante-huit

  19. cinquante-neuf

  20. soixante

61-80

  1. soixante et un

  2. soixante-deux

  3. soixante-trois

  4. soixante-quatre

  5. soixante-cinq

  6. soixante-six

  7. soixante-sept

  8. soixante-huit

  9. soixante-neuf

  10. soixante-dix

  11. soixante et onze

  12. soixante-douze

  13. soixante-treize

  14. soixante-quatorze

  15. soixante-quinze

  16. soixante-seize

  17. soixante-dix-sept

  18. soixante-dix-huit

  19. soixante-dix-neuf

  20. quatre-vingts

81-100

  1. quatre-vingt-un

  2. quatre-vingt-deux

  3. quatre-vingt-trois

  4. quatre-vingt-quatre

  5. quatre-vingt-cinq

  6. quatre-vingt-six

  7. quatre-vingt-sept

  8. quatre-vingt-huit

  9. quatre-vingt-neuf

  10. quatre-vingt-dix

  11. quatre-vingt-onze

  12. quatre-vingt-douze

  13. quatre-vingt-treize

  14. quatre-vingt-quatorze

  15. quatre-vingt-quinze

  16. quatre-vingt-seize

  17. quatre-vingt-dix-sept

  18. quatre-vingt-dix-huit

  19. quatre-vingt-dix-neuf

  20. cent

Saat Sorma ve Söyleme

Fransızca’da saat sormak için şu ifadeleri kullanabilirsiniz:

  • Quelle heure est-il? (Saat kaç?)

  • Il est quelle heure? (Saat kaç?)

Saatleri söylerken ise şu yapıyı kullanırız:

  • Il est [sayı] heure(s). (Saat [sayı].)

Örnekler

  • Il est une heure. (Saat bir.)

  • Il est deux heures. (Saat iki.)

  • Il est trois heures. (Saat üç.)

Çeyrek ve Buçuk Saatler

  • Il est [sayı] heure et quart. (Saat [sayı] çeyrek geçiyor.)

    • Örnek: Il est trois heures et quart. (Saat üçü çeyrek geçiyor.)

  • Il est [sayı] heure et demie. (Saat [sayı] buçuk.)

    • Örnek: Il est quatre heures et demie. (Saat dört buçuk.)

  • Il est [sayı] heure moins le quart. (Saat [sayı] çeyrek var.)

    • Örnek: Il est cinq heures moins le quart. (Saat beşe çeyrek var.)

Resmi ve Gayri Resmi Saatler

Fransızca’da resmi saatler 24 saatlik formatta kullanılır.

Faire du ski (Kayak yapmak)

Faire du jogging (Koşu yapmak)

Faire du tennis (Tenis oynamak)

Faire du judo (Judo yapmak)

Faire du football (Futbol oynamak)

Faire du basket (Basketbol oynamak)

Faire du volley (Voleybol oynamak)

Faire du rugby (Ragbi oynamak)

Faire du badminton (Badminton oynamak)

Faire du cyclisme (Bisiklet sürmek)

Faire du rafting (Rafting yapmak)

Faire du handball (Hentbol oynamak)

Faire du tir à l'arc (Okçuluk yapmak)

Faire du surf (Sörf yapmak)

Faire du skateboard (Kaykay yapmak)

Faire du hockey sur glace (Buz hokeyi oynamak)

Faire du patinage (Paten yapmak)

Dişil isimler:

Faire de la danse (Dans etmek)

Faire de la natation (Yüzmek)

Faire de l'escalade (Tırmanma yapmak)

Faire de l'équitation (Binicilik yapmak)

Faire de la gymnastique (Jimnastik yapmak)

Faire de la randonnée (Doğa yürüyüşü yapmak)

Faire de la poudreuse (Toz karda kayak yapmak)

Sesli harfle başlayan isimler:

 

Faire de l'athlétisme (Atletizm yapmak) de l'escalade, de l'équitation…

les sports

Fransızca

Türkçe

le patin à glace

buz pateni

le ski

kayak

la poudreuse

toz kar

le jogging

koşu

le tennis

tenis

le judo

judo

la danse

dans

le football

futbol

le basket

basketbol

le volley

voleybol

le rugby

ragbi

l'athlétisme

atletizm

le badminton

badminton

la natation

yüzme

le cyclisme

bisiklet

l'escalade

tırmanma

le rafting

rafting

le handball

hentbol

l'équitation

binicilik

le tir à l'arc

okçuluk

le surf

sörf

le skateboard

kaykay

le hockey sur glace

buz hokeyi

les échecs

satranç

la gymnastique

jimnastik

la randonnée

doğa yürüyüşü

le patinage

paten

Fransızca'da hava durumunu ifade etmek için sıklıkla kullanılan bir fiildir "faire". Bu fiil, Türkçedeki "olmak" fiilinin hava durumuyla ilgili kullanımlarına benzer şekilde işlev görür.

Örnekler:

  • Il fait beau. (Hava güzel.)

  • Il fait chaud. (Hava sıcak.)

  • Il fait froid. (Hava soğuk.)

  • Il pleut. (Yağmur yağıyor.)

  • Il neige. (Kar yağıyor.)

  • Il y a du vent. (Rüzgarlı.)

"Faire" fiilinin farklı hava durumları ile kullanımı:

  • Güneşli hava: Il y a du soleil.

  • Bulutlu hava: Il y a des nuages.

  • Yağmurlu hava: Il pleut. (Yağmur yağıyor.)

  • Karlı hava: Il neige. (Kar yağıyor.)

  • Rüzgarlı hava: Il y a du vent. (Rüzgarlı.)

  • Sisli hava: Il y a du brouillard. (Sisli.)

  • Sıcak hava: Il fait chaud. (Sıcak.)

  • Soğuk hava: Il fait froid. (Soğuk.)

"Faire" fiilinin diğer kullanımları:

"Faire" fiili, hava durumundan başka birçok anlamda da kullanılır. Örneğin:

  • Bir şey yapmak: Je fais mes devoirs. (Ödevlerimi yapıyorum.)

  • Bir eylemde bulunmak: Ils font du sport. (Spor yapıyorlar.)

  • Bir meslek yapmak: Elle fait l'avocate. (Avukatlık yapıyor.)

"Faire" fiilinin farklı zamanlardaki çekimleri:

  • Şimdiki zaman:

  • Je fais,

  • tu fais,

  • il/elle fait,

  • nous faisons,

  • vous faites,

  • ils/elles font

Fransızca Hava Durumu Örnekleri

"Faire" fiilini kullanarak daha fazla hava durumu cümlesi kuralım:

  • Il fait un temps magnifique. (Hava harika.)

  • Il fait gris. (Hava kapalı.)

  • Il fait orageux. (Fırtınalı.)

  • Il fait humide. (Hava nemli.)

  • Il fait lourd. (Hava bunaltıcı.)

  • Il fait frais. (Hava serin.)

  • Il fait doux. (Hava yumuşak.)

Diğer ifadeler:

  • Le soleil brille. (Güneş parlıyor.)

  • Les nuages courent. (Bulutlar koşuyor.)

Hava durumu hakkında soru sormak:

  • Quel temps fait-il aujourd'hui ? (Bugün hava nasıl?)

  • Quelle température fait-il ? (Sıcaklık kaç derece?)

  • Va-t-il pleuvoir demain ? (Yarın yağmur yağacak mı?)

  • Y a-t-il du vent ? (Rüzgar var mı?)

Mevsimlerle ilgili ifadeler:

  • En été, il fait chaud. (Yazın hava sıcak olur.)

  • En hiver, il neige souvent. (Kışın sık sık kar yağar.)

  • Au printemps, les fleurs fleurissent. (Baharda çiçekler açar.)

  • En automne, les feuilles tombent. (Sonbaharda yapraklar düşer.)






 


Temel Yer Edatları:

  • sur: üzerinde (temas halinde)
    • Le livre est sur la table. (Kitap masanın üzerinde.)
  • sous: altında
    • Le chat est sous la chaise. (Kedi sandalyenin altında.)
  • dans: içinde
    • Les clés sont dans le sac. (Anahtarlar çantanın içinde.)
  • devant: önünde
    • L'école est devant le parc. (Okul parkın önünde.)
  • derrière: arkasında
    • Le jardin est derrière la maison. (Bahçe evin arkasında.)
  • à côté de: yanında
    • La banque est à côté de la poste. (Banka postanenin yanında.)
  • près de: yakınında
    • J'habite près de la gare. (Ben garın yakınında oturuyorum.)
  • loin de: uzağında
    • La montagne est loin de la ville. (Dağ şehrin uzağında.)
  • entre: arasında (iki şey için)
    • Le stylo est entre le livre et le cahier. (Kalem kitap ve defterin arasında.)
  • parmi: arasında (üç veya daha fazla şey için)
    • Il y a une fleur rouge parmi les fleurs blanches. (Beyaz çiçeklerin arasında kırmızı bir çiçek var.)
  • en face de: karşısında
    • Le café est en face de l'hôtel. (Kafe otelin karşısında.)
  • au-dessus de: üzerinde (temas yok)
    • L'oiseau vole au-dessus de la maison. (Kuş evin üzerinde uçuyor.)
  • au-dessous de: altında (temas yok)
    • Le poisson nage au-dessous de la surface. (Balık yüzeyin altında yüzüyor.)
  • 1. Devoir (Gerekli olmak, -meli, -malı)

    • Je dois aller à l'école. (Okula gitmeliyim.)
    • Tu dois faire tes devoirs. (Ödevlerini yapmalısın.)
    • Il/Elle/On doit travailler sérieusement. (O ciddi bir şekilde çalışmalı.)
    • Nous devons partir maintenant. (Şimdi gitmeliyiz.)
    • Vous devez être patients. (Sabırlı olmalısınız.)
    • Ils/Elles doivent respecter les règles. (Onlar kurallara uymalılar.)

    2. Pouvoir (Yapabilmek, -ebilir, -abilir)

    • Je peux t'aider. (Sana yardım edebilirim.)
    • Tu peux parler français. (Fransızca konuşabilirsin.)
    • Il/Elle/On peut venir avec nous. (O bizimle gelebilir.)
    • Nous pouvons visiter le musée demain. (Yarın müzeyi ziyaret edebiliriz.)
    • Vous pouvez vous asseoir ici. (Buraya oturabilirsiniz.)
    • Ils/Elles peuvent sortir ce soir. (Onlar bu akşam dışarı çıkabilirler.)

    3. Vouloir (İstemek, -mek istemek)

    • Je veux un café. (Bir kahve istiyorum.)
    • Tu veux aller au cinéma? (Sinemaya gitmek istiyor musun?)
    • Il/Elle/On veut apprendre une nouvelle langue. (O yeni bir dil öğrenmek istiyor.)
    • Nous voulons voyager en Italie. (İtalya'ya seyahat etmek istiyoruz.)
    • Vous voulez essayer ce gâteau? (Bu pastayı denemek ister misiniz?)
    • Ils/Elles veulent jouer au football. (Onlar futbol oynamak istiyorlar.)
  • Blanc: Beyaz
  • Noir: Siyah
  • Rouge: Kırmızı
  • Bleu: Mavi
  • Jaune: Sarı
  • Vert: Yeşil
  • Orange: Turuncu
  • Violet: Mor (bazen pourpre da kullanılır ama violet daha yaygındır)
  • Rose: Pembe
  • Gris: Gri
  • Marron: Kahverengi